Arap baharı için sıra bekleyen Arap yarımadasında bir sürü ülke var..
Bakalım Suriye sonrasında ateş nereden yükselecek. Bu ülke Ürdün olabilir mi? Ya da Suudi Arabistan.. Bahreyn, Katar, Kuveyt, Irak, Lünan, BAE, Umman, size göre hangisi?..
Kapısı çalınmadık kimse kalmayacak..
Şu habere dikkat: Suudi Arabistan Prensesi Besma bint Suud bin Abdulaziz, Arap ülkelerinin yıkımlara sebeb olan devrimler yerine reformlara yönelmesini istedi.
Düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezi’nin Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) ile ortaklaşa düzenlediği “Arap Baharı: Suudi Perspektifi” konulu panelde konuşan Prenses, yaygın yolsuzluk ve adaletsizliğin tetiklediği devrimlerin ardından Kuzey Afrika ülkelerinde iktidarı paylaşan ya da sahiplenen Müslüman Kardeşler hareketinin beklentileri karşılayamadığını savundu.
Bakalım prenses Suudi ve Şeyh ailelerine sesini duyurup, tezlerini kabul ettirebilecek mi?
Mesela Suudi yönetimi Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’nin yönetimini beynelmüslimin bir komiteye devretmeye hazır mı?
Son haberler, Suudi yönetiminin Mekke ve çevresinden sonra Medine’de de büyük bir yıkıma hazırlandığını haber veriyor.. Belki kapasite artacak ama tarihi, kültürel doku yerle bir ediliyor.. Birilerinin Suudilere bunun tek başına Vehhabi mezhebinin anlayışı ile teknik anlamda bir mühendislik projesi olarak ele alınamayacağını söylemesi gerekir..
Suudi prensesin makyajı ve kıyafeti gibi fikirleri de Suudi yönetimince pek de itibar görmeyebilir, ama yine de değişimin soğuk nefesinin birilerinin ensesinde kendini hissetirmiş olması önemli..
Aslında diğer bütün Arap ülkeleri sadece sıralarını bekliyorlar.. Hepsinin sınırları da değişecek, rejimleri de ve tabi iktidarları da..
Bu iş sadece Arap dünyası ile sınırlı da kalmayacak. Azarbaycan’ın kapısını da çalabilir bu bahar, Özbekistan’ın kapısını da çalabilir. Rusya da sırada Çin de.. Hindistan da..
Sadece Asya’da değil Avrupa’da da bahar kapıda.. Belçika da olabilir bu ülke İspanya da, Portekiz de, İtalya da, Fransa da..
İnceldiği yerden kopacak..
BM de nasibini alacak bu bahardan.
Bana göre önemli olan, sadece bu köhnemiş yapıların yıkılması değil, yerine neyin konulacağı önemli.
Tamam, def-i mazarrat celbi menafiden evladır da, ya gelen gideni aratırsa..
Bu ayaklanma İsrail’i de vuracak, gün gelecek! İsrail için sonun başlangıcı. Gelecek günler geçen günleri aratacak.. Ortalama bir insan ömründen bile kısa ömrü kan ve gözyaşı ile geçti ve kanlı şekilde de sona erecek korkarım.. Gün gelecek ABD’nin kapısını da çalacak bu el.. ABD’nin kapısı çalındığında asıl kızılca kıyamet o zaman kopacak.
Yerden göğe küp dizseler, en alttakini çekseler, seyreyle sen gümbürtüyü..
ABD büyük lokma..
Putin durup dururken Ankara’ya gelmiyor. Konuşacak çok şey var.. Rusya’nın çıkarları Esad’ın iktidarda kalması ile sınırlı değil..
Merkel de öyle.
Hele şu ABD’deki başkanlık seçimleri sonuçlansın, süreç ciddi anlamda hız kazanacak..
Bana kalırsa “Tahran, Yalta, Postdam süreci” başladı..
Yeni süreçte Türkiye “Mihver ülke” rolünde..
İran yönetimi, Suriye’den sonra Arap baharının Bahreyn’de kendini göstermesini istiyor.. İran’dan sonra İran Şia adına savunma hakkını Bahreyne çekecek. Aslında Bahreyn süreci Kuveyt’i de, Katar’ı da sıkıntıya sokacak.. Hatta Suudiler de bu işten kaygılı. İran paralelinde bir siyasi oluşum Suudiler’i ciddi anlamda rahatsız ediyor..
Daha önce 50’den fazla kişinin hayatını kaybettiği, aylar süren ayaklanmanın ardından şimdi gözler tekrar Bahreyn’de.. Katar ve Kuveyt’te de hareketli günler yaşanıyor.. Bahreyn ise Suudi Arabistan’la birlikte bu sosyal ayaklanmaya, siyasi taleplere karşı bir savunma hattı oluşturmaya hazırlanıyor..
Suriye için kritik eşik çoktan aşıldı. Şimdi sorulan soru şu: Sıra kimde ve ne zaman..
Eğer bu kez bahar, körfezde kendini hissettirecek olursa İran yine gündemde olacak ve bu kez ciddi bir Arap-Fars ve Şii-Sünni tartışması yaşanacak ve yine El Kaide gündemde olacak.
Selam ve dua ile…