AKP’nin dört kurucu isminden biri olan eski Maliye Bakanı Abdüllatif Şener, Londra Merkezli düşünce kuruluşu Türkiye Politika ve Araştırma Merkezi (Analiz Türkiye) (yurt dışında bilinen adıyla Research Turkey)‘e verdiği röportajda “Ben Erdoğan’ı Müslümanca düşünen bir insan olarak görmediğim gibi, onun Müslüman duyarlılığı olduğunu da düşünmüyorum. İzlediği politika ne İslam’a uyar ne insanlığa uyar ne de milli menfaatlere uyar” dedi.
Abdüllatif Şener, Recep Tayyip Erdoğan’ın çok temel konularda dinle bağdaşmayan şeyler yaptığını ve halkın odaklandığı dini konularda çok keskin mesajlar verdiğini belirtti. Bu yüzden Türkiye’de dini duyarlılığı olan kitlelerin büyük bir kısmının AKP’ye oy verdiğini vurgulayan Şener, “Özgür bir basın olsa vatandaşın AK Parti’nin dini açıdan çelişkilerini yakalayabileceğini düşünüyorum. Ancak bugün vatandaşın özgürce bilgilendirilme hakkı elinden alınmış vaziyettedir” ifadelerini kullandı.
Abdüllatif Şener, “AK Parti’ye karşı yeni bir parti kurulma konusunda birtakım çalışmaların olduğunu biliyorum. Çıkanlar olursa ve iyi bir çıkış yaparlarsa şansları olur” dedi.
Başbakan’ın “İsviçre bankalarında tek bir Allah kuruşum yoktur” sözlerini de eleştiren Şener, “Şimdi ben İslami camianın kullandığı o frekansları, o ince nüansları çok iyi biliyorum. Başbakan’ın cevap veriyorum diye söylediği bu cümleler çok hileli cümlelerdir. Bir kere Türkiye’deki hiçbir Müslüman Allah kuruşum yok diye bir laf etmez. O Allah kavramını da hafife alan bir çağrışım yapar ki biz buna hassasiyet gösterir, önem veririz, böyle bir ifade kullanmayız” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE BAZI BATILI ÜLKELERİN TAŞERONU HALİNE DÜŞTÜ
Şener, röportajda Türkiye’nin Suriye politikası, AKP’nin demokrasiye bakış açısı, Gezi Parkı eylemleri ve Türkiye’de basın ve yargının durumuna değindi.
Suriye’de yaşanan gelişmeler konusunda Türkiye’nin bulunduğu konuma da değinen eski Maliye Bakanı Şener, “Suriye’de içerisinde El Nusra’nın da bulunduğu muhalefet terörist gruplardan oluşuyor. Ve de bunların en güçlü lojistik desteğini Türkiye sağlıyor. Türkiye sınırına sahip çıksa, bu lojistik desteği sağlamasa Suriye’de terör eylemleri yapan muhalefet kalmaz, hemen biterdi ve Suriye’de binlerce kişi hayatını kaybetmezdi” dedi.
“Türkiye ise bu süreçte bazı Batılı ülkelerin taşeronu rolüne düşmüştür, gelişmeleri asla okuyamamış, kendine denileni yapmıştır” diyen Şener, “Arap Baharı’ sonrası Ortadoğu’ya demokrasi geldiğini düşünmek yanlış, yaşanan gelişmelerin dışardan kontrol edildiği ve ‘Arap Baharı’nın aslında birilerince yönlendirildiği açık. Eğer maksat demokrasiyse Ortadoğu’daki en büyük demokratik eylemler Bahreyn’de yapılıyor. Suudi askerleri gidiyor ve Bahreyn halkını katlediyor. Ve hiçbir TV vermiyor Bahreyn olaylarını. Niye? Çünkü Bahreyn’deki muhalefet İsrail karşıtı. Oraya demokrasinin gelmesi maksada uygun değil” şeklinde konuştu.
Şener, “Türkiye bölgesel güç falan değil. Başbakanın zaafları var. Başbakan nereye yönlendirilirse onu yapma yükümlülüğü altına girmiştir. Ortadoğu’da üstlendiği rol kendisinin üstlendiğinden çok kendisine giydirilen bir roldür” dedi.
VATANDAŞIN ÜZERİNDE KORKUNÇ BİR MEDYA BASKISI VAR
Türkiye’de tepki gösterecek yer bulunamadığını ve yargı ile basının yok olduğunu vurgulayan Şener, güç dengesinin olmadığını belirterek “Vatandaşın üzerinde korkunç bir medya baskısı var. Medya sürekli hükümetin ve Başbakan’ın propagandasını yapıyor. Bunu da kaldıramaz olduk” şeklinde konuştu.
Demokrasinin Başbakan açısından bakıldığında onun açısından ve iktidarı açısından tehliklei olduğunu belirten Şener, “İktidarının yolsuzluklarla çok örülü olduğu bir yapı var. Ve basının susturulmasındaki en büyük sebep bu. Kendini ve kendi iktidarını koruma refleksiyle antidemokratik davranıyor” dedi.
Şener, basında muhabirlerin işine son verilmesi hakkında da “Eskiden bakanlıklardan haber devşiren gazeteciler, muhabirler, şölenlerle törenlerle ödül alırlardı. Şimdi tam tersine bakanlıklardan Erdoğan’ı ve hükümeti rahatsız edecek haberlerden dolayı muhabirlerin işlerine son veriliyor” ifadelerini kullandı.
GEZİ PARKI EYLEMLERİNİ MUHALEFET PARTİLERİ DEĞİL VATANDAŞLAR BAŞLATTI
Gezi Parkı eylemlerinin toplumdaki muhalefet talebinin muhalefet partilerince karşılanamaması nedeniyle meydana geldiğini söyleyen Şener, “Türkiye’de siyasi iktidar demokratik bir iktidar olmanın sınırlarını aşmış, Başbakan hâkim güç haline gelmiş ve baştan sona Anayasal düzen yok edilmiştir. Ancak muhalefet partileri iktidarın antidemokratik tutumunu engelleyememektedir. Bu eylemleri muhalefet partileri değil, demokratik duyarlılığa sahip vatandaşlar sosyal medya vasıtasıyla başlatmıştır” dedi.
Şener, TÜİK dâhil olmak üzere ekonomiye bağlı birimlerin idarenin bir parçası olduğunu ve bunların hiçbirinin Başbakan’ı rahatsız edecek bir rakam yayınlayamayacaklarını söyledi.
Başbakan’ın yeni anayasa konusunda samimi olmadığını düşündüğünü söyleyen Şener, “sonunda bir yere bir başkanlık sistemi yerleştirebilmekten başka bir hesabının da olduğunu düşünmüyorum. Ama bu saatten sonra gücü yetmez” dedi.
Röportajın tamamına http://researchturkey.org/wp/wordpress/?p=3924lang=tr linkinden ulaşabilirsiniz.
Odatv.com