Kadına şiddet korkunç boyutta

CHP Ataşehir İlçe Kadın Kolları Başkanı Nihan Erol, Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Cinsiyet Eşitliği Raporu’nda Türkiye’nin son 10 yılda 20 basamak gerilediğine çekerek, “Türkiye, kadın erkek eşitliğinde 142 ülke arasında Tunus (123) ve Bahreyn (124) ardından 125. sırada yer alıyor. Yani dünyada tam 124 ülkede kadınlar Türkiye’den daha fazla hakka sahip” dedi. 

KADINA ŞİDDET ARTIYOR

Kadına fiziksel ve/veya cinsel şiddetin de artarak devam ettiğini belirten Erol, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre, ülke genelinde yaşamın herhangi bir döneminde eşi ve eski eşi tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılan kadınların oranı yüzde 39,3. (Son 12 ayda bu oran yüzde 9,9). Yaşamın herhangi bir döneminde cinsel şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 15,3. (Son 12 ayda bu oran yüzde 7). Yaşamın herhangi bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddetin birlikte yaşanma yüzdesi yüzde 41,9. (Son 12 ayda yüzde 13,7). Kentteki fiziksel şiddet oranı yüzde 38 iken kırsalda yüzde 43. Yaşadıkları fiziksel şiddet sonucunda yaralanan kadınların oranı yüzde 25. Yaşadıkları şiddeti kimseye anlatmayan kadınların oranı yüzde 48.5. Şiddet yaşayan kadınların sağlık sorunları yaşama, intihar etmeyi düşünme ya da deneme olasılıkları en az iki kat artmıştır. Her 10 kadından 1’i gebeliği sırasında fiziksel şiddete maruz kalmıştır. 

EŞLERİNDEN ŞİDDET GÖRÜYORLAR

Cinsel şiddet birçok durumda fiziksel şiddet ile birlikte yaşanmaktadır. Kadınların yüzde 42’si fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldıklarını belirmişlerdir. Sadece eğitim düzeyi düşük olan kadınlar şiddete maruz kalmamaktadır. Eğitim düzeyi daha yüksek olan kadınlar arasında bile her 10 kadından 3’ü eşleri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalmıştır. Evlenmiş kadınların hayatındaki en yaygın şiddet eşlerinden gördükleri şiddettir. Kadınların yüzde 7’si çocukluklarında (15 yaşından önce) cinsel istismar yaşadıklarını belirtmişlerdir. 

OKUMA YAZMA BİLMEYEN HER 5 KİŞİDEN 4’Ü KADIN

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından açıklanan TÜİK verilerine göre Türkiye’de okuma yazma bilmeyen kişi sayısı 2 milyon 654 bin 643. Okuma yazma bilmeyen 2 milyon 205 bin 315 kadın var. Yani okuma yazma bilmeyen her 5 kişiden 4’ü kadın. 

İŞGÜCÜ DIŞINDA KALAN KADIN SAYISI 20 MİLYON

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 26 milyon 313 bin kişilik istihdamın sadece 7,7 milyonu kadın. 7,7 milyon kadından 2,4 milyonu tarımda çalışıyor. Tarımda çalışan kadınların ise yüzde 80’i ücretsiz aile işçisi. Tarım dışı sektörlerde çalışan 5 milyon kadının ise yüzde 85 ücretli, yevmiyeli çalışıyor. Patron kadın oranı mı? 7,7 milyon kadından sadece \%2. İşgücü dışında kalan kadın sayısı ise tam tamına 20 milyon. 

SOSYAL GÜVENCELERİ YOK

Sosyal güvenceden uzak, kayıt dışı çalışan kadın sayısı haziran döneminde 80 bin artarak 4 milyonu aştı. Çalışan kadınların yarıdan fazlası kayıt dışı istihdam ediliyor. TÜİK verilerine göre, haziran ayı itibariyle Türkiye’de 26 milyon 586 bin kişi çalışıyor. Bunların 18 milyon 640 binini erkekler, 7 milyon 946 binini kadınlar oluşturuyor. Kadınların 5 milyon 141’i tarım dışı işlerde, 2 milyon 805 bini ise tarımda çalışıyor. Haziran döneminde kayıt dışı çalışanlara 80 bin kadın daha eklendi. Kayıt dışı çalışan kadın sayısı mayıs ayında 3 milyon 952 bin iken haziran döneminde bu sayı 4 milyon 32 bine çıktı. Söz konusu dönemde kayıt dışı çalışan kadın oranı 1,1 artışla yüzde 50,7’ye çıktı. 

ÜLKENİN YARISI AYAKLARINDAN TOPRAĞA ZİNCİRLENDİKÇE…

İşte bu gerçek verilerden yola çıkarak diyoruz ki, bir ülkenin yarısı ayaklarından toprağa zincirlendikçe, geri kalanı göklere yükselemez!” dedi. 

KADINLAR DEĞERSİZLEŞTİRİLİYOR

Şimdiki cumhurbaşkanı başbakanken söylediği şu cümleyi hatırlayalım: “Her kürtaj bir Uludere”… Ve elbette şakşakçıları hemen başladı konuşmaya: ‘Tecavüz sonucu olan tüm bebekler doğmalıdır, anaları olacak kadınların günahını niye sabi sübyan çeksin’. Diyanet İşleri Başkanlığı da hemen konuyla ilgili açıklama yaptı. Üstelik utanmadan bir de bilimsel gerçeklikler doğrultusunda fetva verdiğini de unutmadık ki halen fütursuzca açıklamalara devam ediyor. Kendi kız evladından şehvet duyabiliyorlar bir de utanmadan bunun kurallarını açıklıyor… Neymiş üzerinde kalın örtü olduğu sürece diyor… AKP’nin saldırıları kadınların belirli bir kesimine yönelik değil, tüm cephelerden saldırırken topluma, kadını da bir güzel ıslah etmek istiyorlar akıllarınca, bizi değersizleştiriyorlar. 

HÜKMEDEN TAYYİP’İN ADIYLA DOĞUR!

Hani bir hadisimiz var; “Oku, yaratan Rabbin adıyla oku!”, olmuş “Doğur, hükmeden Tayyip’in adıyla doğur!”. Eh, madem bu kadar doğurmamızı istiyor AKP, o zaman şunu da bir zahmet açıklayıversin; kurum kreşleri niye kapandı birer birer? Süt izinleri ve emzirme odalarımıza ne oldu? Neden sözleşmeli kadın öğretmenler hamile kalınca işlerine dönüp dönemeyeceklerinin sancılarını çekiyorlar doğum sancıları üzerine? Madem barış ve huzur kadınlarla olur, madem kadınlar her şeyin iyisine layık neden esnek çalıştırıp, düşük ücrete mahkum ediyorsunuz biz kadınları? Her hareketi, her girişimiyle kadınları ister ev içi görünmez emekleri, ister çalışma yaşamlarındaki emekleriyle işçi sınıfının bir parçası olarak görmek istemediğini, kadınların emekçi kimliklerine saldırıyı, işçi sınıfına saldırmanın en etkili yollarından bir tanesi olduğunu haykıran AKP kadınların bunlara boyun eğeceğini mi sanıyor? 

BEDENİMİZ DE, BU ÜLKE DE BİZİMDİR

Açık değil mi? Kadınlar toplum yaşamından el ayak çeksin istemiyorlar mi? Bizi yıldırmıyorlar mı? Bugün onlar Aksaraylarında yaşarken doğuda kadınlar ağlamıyor mu? Kadınların hem kendi kimliklerinden dolayı karşı karşıya kaldıkları saldırılara, hem de topyekun ülkede olup bitenlere yönelik taşıyıcısı ve örgütleyicisi oldukları irili ufaklı tepkiselliklerin devrimci bir olanak taşıması ancak ve ancak bu tepkilerin iktidara karşı geniş kesimlerin birlikte verdiği siyasi bir kavgaya dahil olması durumunda mümkündür. Bu yüzden sizden örgütlenmenizi istiyoruz. Parti içi sorunlarımızla, birbirimizle uğraşacak vaktimiz yok. Yarın seçim olacakmış gibi örgütlü ve planlı olmalıyız, birlik olmalıyız. Bizim kavgamız iktidarla. Artık ‘Bedenimiz Bizimdir’ demek yetmiyor, ‘BU ÜLKE BİZİMDİR‘ diye haykırmalıyız” şeklinde konuştu.

Kaynak: www.bizimyakaistanbul.com

This entry was posted in TR and tagged by News4Me. Bookmark the permalink.

About News4Me

Globe-informer on Argentinian, Bahraini, Bavarian, Bosnian, Briton, Cantonese, Catalan, Chilean, Congolese, Croat, Ethiopian, Finnish, Flemish, German, Hungarian, Icelandic, Indian, Irish, Israeli, Jordanian, Javanese, Kiwi, Kurd, Kurdish, Malawian, Malay, Malaysian, Mauritian, Mongolian, Mozambican, Nepali, Nigerian, Paki, Palestinian, Papuan, Senegalese, Sicilian, Singaporean, Slovenian, South African, Syrian, Tanzanian, Texan, Tibetan, Ukrainian, Valencian, Venetian, and Venezuelan news

Leave a Reply