Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn, çarşamba sabahı beklenmedik bir kararla Katar’daki büyükelçilerini çektiklerini duyurdu.
FEYZA GÜMÜŞLÜOĞLU/ feyzasays/twitter.com
DOHA/ KATAR
Söz konusu ülkeler ile Katar arasında son dönemde ciddi gerginlikler yaşanıyor olsa da, bu karar ciddi bir diplomatik kriz olarak herkesi şaşırttı.
Üç ülke, yaptıkları ortak yazılı açıklamada büyükelçi çekme kararlarına gerekçe olarak ”Katar’ın, Körfez ülkeleri arasında kabul edilen ve birbirinin içişlerine karışmama esasına dayanan anlaşmaya aykırı hareket etmesi”ni gösterdi.
23 Kasım tarihinde Riyad’da imzalanan anlaşma, ”herhangi bir Körfez ülkesinin güvenliğini ve istikrarını tehdit eden grup veya bireylerin desteklenmemesi”ni öngörüyor ve açıkça Müslüman Kardeşler’i (İhvan) hedef gösteriyordu.
Şeyh Yusuf el Karadavi’nin Katar’da verdiği fetvalarda, darbe sonrası Mısır ve onu destekleyen Suudi Arabistan ile BAE’yi sert sözlerle eleştirmesi de, Körfez ülkeleri ile Katar arasında son aylarda ciddi gerilime neden oldu.
Ancak Katar, tüm baskı ve tehditlere rağmen ne Şeyh Karadavi’ye müdahale etti, ne de İhvan konusunda geri adım attı. Görevi babasından devralalı henüz bir yıl olmayan genç Emir Şeyh Temim, hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da babasının izinden gitti.
Körfez’de İhvan Ayrılığı
Körfez ülkeleri arasında İhvan konusunda yaşanan ve diplomatik krize dönüşen ayrışma, İhvan’la ilişkilerin tarihinden kaynaklanıyor. Suudi Arabistan’ın İhvan problemi, 1990’lı yıllara dayanıyor. İhvan’ın daha politize olmuş bir İslami anlayışı benimsemesi, ülkede ‘’Sahva hareketi’’ olarak bilinen dini muhalefete ilham kaynağı oldu. Bu nedenle Suudi Krallığı, o yıllardan bu yana İhvan’ı rejim için bir tehdit olarak gördü.
BAE de, benimsediği dışa açık-aşırı liberal büyüme modeli ile, 90 başlarından itibaren İhvan’ın sert eleştirilerine maruz kaldı. Suudi Arabistan gibi BAE de İhvan’ı, siyasi ve kültürel bir tehdit olarak algıladı.
Arap Baharı ile başlayan süreçte İhvan’ın güç kazanması ise, her iki Körfez ülkesinin de tutumunun sivrilerek bugünkü noktaya gelmesine neden oldu.
İhvan’la geçmişte ciddi herhangi bir problemi olmayan Bahreyn’in de büyükelçi çeken ülkeler kervanına katılmasıysa, hem askeri hem ekonomik olarak en büyük destekçisi konumundaki Suudi Arabistan’ın baskısından kaynaklanıyor.
Herşeye rağmen, Körfez ülkelerini birbirine bağlayan sebeplerin, ayıranlardan güçlü olduğu göz önüne alınırsa, aradaki ilişkilerin tamamen kopma noktasına gelmemesi bekleniyor. Ancak Katar’ın taviz vermeye yanaşmaması sonucu ilişkilerin bir dönem soğuk ve gerilimli gitmesi muhtemel görünüyor…