Kenan Biter’in haberi
Tunus, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün, ve Yemen gibi Mısır’da da 2011 yılında Arap Baharı ile başlayan halk hareketinin amacı ülkedeki 40 küsur yıllık diktatörlüğü devirerek özgürlük, eşitlik ve demokrasiyi egemen kılmaktı. Yıllarca bu amaçların egemen olduğu bir ülkede yaşama hayalini kuran Mısırlılar da hiç düşünmeden bu harekete destek verirken, 2011 Şubat ayında Mübarek rejimini yıkarak bu hayale giderek daha da yaklaşmışlardı.
Ülkede Mübarek’in devrilmesi ile boşalan koltuğa 2012 yılında yapılan Mübarek sonrası ilk demokratik seçimler ile halkın yüzde 51 oyunu alan Müslüman Kardeşlerin aday gösterdiği Muhammed Mursi oturdu. Mursi, göreve gelir gelmez orduda ve yargıda bir takım reformları hayata geçirirken son olarak ise yeni bir anayasanın hazırlanması için meclise talimat verdi. Fakat yeni anayasanın içeriği ülkeyi karıştırdı. Mursi’ye karşı olan muhalif kanat yeni anayasa metnin eksik ve acele hazırlandığını iddia edip, sokağa dökülerek protesto gösterileri düzenlerken, Mısır’ın yeni Cumhurbaşkanı Mursi ise yaşanan gelişmeler sonrasında yeni anayasayı 15 Aralık’ta halk oylamasına sunmaya karar verdi. İkinci ve son etabı geçtiğimiz Cumartesi günü yapılan anayasa referandumunda resmi sonuçlar dün akşam açıklandı.
Mısır Yüksek Seçim Komisyonu tarafından açıklanan resmi sonuçlara göre, seçmenlerin yüzde 63.8’inin yeni anayasaya ‘evet’ oyu kullanırken, referanduma katılım ise yüzde 32.9 civarlarında kaldı.
Mursi’nin destekçisi Müslüman Kardeşlerin siyasi kanadı Özgürlük ve Adalet Partisi yeni anayasanın ülkeye demokrasi ve istikrar getireceğini umduklarını belirtirken, muhalif kanat olan Ulusal Kurtuluş Cephesi ise yeni anayasanın temel hakları ihlal ettiğini bildirerek, yeni anayasayı barışcı ve demokratik yollardan yıkma girişimlerinin devam edeceğini belirterek yeni gösterilerin de sinyalini vermiş oldu.
Mısır’da Arap Baharı sonrasında gelinen son nokta böyle iken, yaşanan son gelişmeleri, referandum sürecini ve sonrasını, Mursi’yi gelecekte bekleyen riskleri, yeni anayasayı ve Mısır’ın yeni dış politikasını bölgeyi çok yakından tanıyan Uluslar arası İlişkiler Uzmanı Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. DR. Mehmet Akif Okur ile konuştuk. Okur, bölgedeki son gelişmeleri ve beklentileri Haber7 okuyucuları için değerlendirdi…
‘BLOK MUHALEFET’ TEHLİKESİ!
Referandum sürecinin çok sancılı geçtiğini ve katılımın çok düşük olduğunu belirten Okur, bunun ise Mısır halkının siyasi sürece olan yabancılığından, istikrarın sağlanamamasından ve geniş kitlelerin rejim değişikliğini gündelik hayatlarına dair sorun çözen bir değişiklik olarak görmediklerinden kaynaklandığını ifade ederek, bu durumun ise Mısır’daki genç demokrasinin geleceği açısından çok ciddi sorun oluşturacağının altını çizdi…
Okur, Mısır’da önümüzdeki süreci belirleyecek en önemli faktörlerden birinin de Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında çok parçalı oluşan ancak referandum sürecinde bir blok halinde hareket eden muhalif kanadın önümüzdeki parlamento seçimlerinde kendini muhafaza edip etmeyeceği olduğunu dile getirirken, Mursi’nin siyaseti rahatlatacak kanalları açması halinde ise muhalefet arasında yaşanan çatışmanın çok net bir şekilde gün yüzüne çıkacağını ve oluşan bloğun dağılmasına yol açacağını belirtti.
DEVRİMİN KAZANIMLARI ERİYEBİLİR
Mursi’ye oy veren kitleler içerisinde de tartışmaların başladığına dikkat çeken Okur, muhalefetin enerji bulması halinde Mısır’da işlerin seyrinin değişebileceği tehlikesi olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü;
” Mısır’da şuanda her 100 kişiden 21’i yeni anayasaya ‘evet’ dedi. Sandığa gitmeyen her 100 kişiden 67’si sandığa gitmeyerek bir nevi, iktidardaki parti ve grup ile siyasi bir aitlik kuramadığını şöylemiş oluyor. Bu durum ise demokrasiye yeni geçmiş bir ülkede siyasi alternatiflerin çoğalacağını gösteriyor.Mursi’nin şöyle bir sıkıntısı daha var; o da ekonomik refah…Mursi bunu gerçekleştiremez ise Mısır’da istikrarı sağlamakta zorlaşır. Zorlaşınca Mursi bürokrasiyle daha çok ittifak etmek zorunda kalır. Orduyla olan ittifakını ayakta kalabilmek için daha çok güçlendirir, buda otoriterleşmeyi beraberinde getirir ve bir devrimin kazanımlarını eritmeye başlar. Bu da Mısır’a kaybettirir ve başa döndürür…”
MURSİ, ERDOĞAN’IN ÖNERİLERİNİ DİKKATE ALMADI
Mursi’nin iktidarını devam ettirebilmek için çevresindeki deneyimli dost ülkeleri daha fazla dinlemesi ve referandum sürecinin vermiş olduğu dersleri iyi okuması gerektiğinin altını çizen Okur, Mursi’nin Türkiye’nin özellikle de Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önerilerini çok fazla dikkate almadığını belirterek, şayet Türkiye’nin ve Erdoğan’ın önerilerini dikkate alsaydı, Mursi’nin ele geçirdiği iktidarda bu kadar yıpranmayacağını öne sürdü.
ACI EKONOMİK REFORMLAR YOLDA
Mısır halkının yarısının 2 dolardan daha az bir rakam ile hayatını idame ettirdiğini ve Mısır’ın çok
ciddi ekonomik sıkıntıları olduğunu vurgulayan Okur, IMF ile yapılan anlaşmanın gerekliliklerinin seçim öncesi yerine getirilemeyeceği için ertelendiğini bunun içinde Mısır halkını orduda ve yargıdaki reformlardan sonra çok acı ekonomik reformların beklediğini dile getirerek, Mısır halkının ekonomik yaptırımlar karşısında nasıl bir reaksiyon vereceğinin ise merak konusu olduğunu söyledi…
YARGI SÜRPRİZ YAPABİLİR
Yeni anayasa referandumuna yapılan itirazların önemli olduğunu ve muhalefetinde bu konu ile alakalı yargıya gittiğini ifade eden Okur, ancak Mısır yargısının önceki siciline bakıldığında yine hukukun sınırlarının zorlandığı sürpriz bir karar ile de karşılaşılabileceğinin altını çizerek, şayet böyle bir durumun oluşması halinde ise ülkedeki kriz ortamının daha da derinleşeceğini ve siyasi kaosun oluşacağını belirterek, bunun ise özellikle dış aktörler olmak üzere kimsenin işine gelmeyeceğini söyledi.
MISIR SİYASİ DÖNÜŞÜMÜNÜ TAMAMLAMADI
Mısır’ın henüz siyasi dönüşümünü tamamlayamadığının da altını çizen Okur, ”Anayasaya baktığımızda askeri vesayete dair önemli maddeler bulunduğunu görüyoruz. Mısır bir subaylar cumhuriyeti olarak anılıyordu. Mısır ordusunun ekonomik girişimleri, Mısır Gayrisafi Milli Hasılasının önemli bir kısmını tutuyor. Böylesine iktisadi bir konuma sahip. O yüzden bu sistemi değiştirecek, dönüştürecek bir mekanizmadan çok bunların koruma altına alındığı itibarlığını veren anayasa maddeleri var” dedi.
YENİ YÖNETİMİN GÖZÜ DIŞ POLİTİKADA
Mısır’da yeni anayasanın adeta dış politika hedeflerinin dile getirildiği bir metin haline dönüştüğünü, eski anayasanın Mısır toplumunu Arap ve Müslüman olarak tanımlarken yeni anayasada ise buna ilaveten Mısır’ın bir Asya ve Afrika ülkesi olduğunu belirten ilave cümlelerin eklendiğini bunun da yeni yönetimin gözünün en başından itibaren dış politikada olduğunu söyleyen Okur, Mısır yeni anayasasında Sünniliğe yer verilmesi ve islamı yaymakla sorumlu bir kurum olarak tarif edilmesinin, önümüzdeki dönemde hem bölge jeopolitiğinde hem de dış politikada daha aktif olmaya azimli bir Mısır fotoğrafı çizdiğini ifade etti…
ORTADOĞU’DA BARIŞIN GARANTÖRÜ MISIR OLACAK
Mısır’ın İsrail ile çatışmak yerine iç dengeleri düzeltmeyi tercih ettiğini, ancak Uluslar arası aktörler başta ABD olmak üzere Mısır’da yaşanacak olası bir kaosu görmemezlikten geldiklerini aktaran Okur, İsrail kaynaklı bazı haber sitelerine sızan bir plana göre, Amerikan seçimleri öncesi İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ABD Başkanı Barack Obama arasında bir anlaşma sağlandığı, bu anlaşmaya göre ise, Netanyahu’nun muhalefetini kestiğini belirtti. Okur, söz konusu uzlaşmanın bir kısım maddelerinin olduğunu, Mart ayına kadar bir tertibin oluşturulmasının ve temelde İran meselesi olmak üzere bu tertibin Mart sonrası İsrail-Filistin görüşmeleri için masaya oturmasının öngörüldüğünü belirtti. Filistin tarafını söz konusu masada tutacak ve onu destekleyecek ülkelerin, başta Mısır olmak üzere, Türkiye, Katar ve Ürdün olduğunun da dile getirildiğini ifade eden Okur, o yüzden yapılacak olası bir anlaşmanın ve sağlanacak bir barış ortamının garantörünün Mısır olacağı, bundan sebepte istikrasızlaşmış bir Mısır’ın bölgede istenmeyeceğini belirterek, Obama yönetiminin olaya bu yönüyle baktığını ve Netanyahu’nun da en azından seçime kadar olacak dönemde bu mutabakatı bozacak bir harekette bulunmayacağını öngördüklerini söyledi.
kenan.biter@haber7.com