Pazar günü Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yapılan olağanüstü Körfez zirvesinden olumlu sonuçlar çıktı.
TIMETURK / FEYZA GÜMÜŞLÜOĞLU / KATAR
Zirvede alınan en önemli karar, sekiz ay önce Katar’dan çekilen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Bahreyn’in büyükelçilerinin, ülkeye geri dönmesi oldu.
Katar’ın ‘diğer Körfez ülkelerinin güvenliğini hiçe saydığı ve içişlerine karıştığı, El Cezire kanalının düşmanca yayın yaptığı’, genel olarak Körfez ülkeleri tarafından imzalanan Riyad anlaşmasına aykırı hareket ettiği gerekçesi ile Körfez ülkeleri ile Katar’ın arası bir süredir gergindi.
Resmen dile getirilmemiş olsa da temel sorun, diğer Körfez ülkelerince tehdit olarak kabul edilen Müslüman Kardeşler’e (İhvan) Katar’ın verdiği destek olarak görülüyordu.
Riyad’daki toplantı sonrası Körfez İşbirliği Konseyi’nce yayımlanan ortak açıklamada, ”Bölgenin hassas bir dönemden geçtiği bu günlerde, Körfez’de yeni bir sayfa açıldığının” müjdesi verildi.
Nasıl ve Neden?
Riyad’daki zirvede tarafların ne gibi tavizler verdiğine ya da söz konusu uzlaşının nasıl sağlandığına dair net bir ipucu yok, ancak Körfez’deki uzmanlar bu durumu gittikçe artan ‘dış tehditler’ ile ilişkilendiriyor.
Söz konusu dış tehditlerin başında IŞİD geliyor.
BAE gazetesi The National’ın zirve sonrası yayımlanan baş makalesinde, ‘açılan yeni sayfa’nın yalnızca Körfez için değil tüm Ortadoğu için olumlu sonuçlar doğuracağı ifade ediliyor.
Makale, bölgede çok ciddi tehditlerin hakim olduğu bu süreçte, Körfez’in birlik olması ve ortak hareket etmesi gerektiği üzerinde dururken, Körfez ülkeleri arasındaki çatışmaların birliği zedeleyerek bölgeyi daha büyük bir tehlike altına sokacağı uyarısı yapıyor.
IŞİD ile mücadelenin, ortak hareket etmeyi gerektiren temel konu olduğu vurgusunun yapıldığı makalede, Körfez ülkeleri arasındaki birlik ve beraberliğin, Suriye krizinin çözümü için de anahtar olduğu dile getiriliyor.
Söz konusu baş makalenin sonunda şu ifadeler yer alıyor:
”Büyükelçilerin dönmesi, gerilimin tamamen bittiği anlamına gelmiyor. Tam manasıyla bir uzlaşının sağlanması zaman alacak. Ancak Körfez ülkeleri, kapı önünde bekleyen tehlikenin farkına vararak, ortak tehditle mücadele etmek için anlaşmazlıkları rafa kaldırmaya karar verdi.”
İran’ın artan etkisi de belirleyici
Riyad’da sağlanan uzlaşının Katar ile diğer Körfez ülkeleri arasında, İhvan başta olmak üzere temel anlaşmazlıkları ortadan kaldırmadığını ifade eden Umman merkezli siyasi analist Ahmed Ali el Muhayni ise ‘İran tehdidine’ vurgu yapıyor.
Muhayni, ‘Tahran’ın gittikçe artan etkisinden endişe eden Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn’in, Katar ile orta yolu bulma yoluna gittiği” yorumunda bulunuyor.
Benzer şekilde yine BAE merkezli Gulf News gazetesi de, konuya ilişkin yayımladığı baş makalede, ”Bölgesel tehditler bizi birlik olmaya itiyor. Böyle kritik bir süreçte iç çatışmalar ile uğraşma lüksümüz yok” ifadelerine yer veriyor.
Bir sonraki zirvenin adresi Katar
Riyad’da sağlanan uzlaşı sayesinde, Aralık ayında Katar’da yapılması planlanan olağan zirvede Körfez ülkelerinin, iç çatışmalar yerine artık daha ciddi bölgesel sorunlara yoğunlaşabileceği belirtiliyor.
Öte yandan IŞİD ile mücadelede daha etkin hareket etmek isteyen ABD yönetiminin, Körfez ülkelerine aralarındaki sorunları çözmeleri, ya da en azından rafa kaldırmaları yönünde baskı yaptığı da ifade ediliyor.
Özetle Riyad’daki uzlaşıda, Katar’ın İhvan veya diğer hususlarda verdiği tavizlerden ziyade, gittikçe artan ve Suudi Arabistan başta olmak üzere tüm Körfez ülkelerini endişelendiren IŞİD tehlikesi ve artan İran etkisinin belirleyici olduğu düşüncesi hakim.